1970’lerde Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma1, ödüllü çocuk kitaplarını inceliyor. İnceleme sonucunda erkek karakterlerin kitaplarda çok daha yaygın şekilde temsil edildikleri ve kadın karakterlere göre daha heyecanlı, macera dolu ve ilginç şeyler yaptıkları saptanıyor. Bu saptamaya pek şaşırmadık sanırım. Yıl 1970-bilmem ne… Normal, değil mi?
2006’da yapılan başka bir araştırma2, 2011-2006 arasında yayımlanan 200 tane çocuk kitabını inceliyor. Kadın karakterlerin erkeklere göre daha çok ev içinde ve kapalı mekanlarda, bakım veren rollerinde ve geleneksel anlamda ‘kadın mesleği’ olarak görülen mesleklerde temsil edildiklerini saptıyor.
Bir önceki yazımda çocuk kıyafetlerinin renkler haricinde ne şekillerde geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini yansıttığından ve sürdürdüğü yazmıştım. Bu hafta odağımızı kıyafetlerden kitaplara çeviriyoruz. Kitaplara toplumsal cinsiyet özelinde genel bir bakış yerine, kıyafetlerde olduğu gibi fark edilmeden aralara kaçabilen, çok bariz olmayan bazı özelliklerden bahsedeceğim. Listenizde yeterince ‘ona dikkat et buna dikkat et’ maddesi yoktur diye bir tane daha ekleyeyim dedim.🥲🥲🥲
Toplumsal cinsiyet ve çocuklar üzerine yazılan zibilyon tane akademik çalışmanın içinde yüzerken dikkatimi çok spesifik bir konuda bir çalışma çekti. Daha önce kitaplardaki cinsiyet kimliği temsili, etnik kimlik temsili ve meslek temsilleri gibi konularda birçok araştırmayla karşılaştım. Bu araştırma ise spesifik olarak çocuk kitaplarındaki canlı olmayan ama insani özellikler yüklenen nesnelere derinlemesine bakıyor. Trenleri de bir salın yani değil mi?