Okuma süresi: 7 dakika
Aralık ayındaki ilk iki yazımda cinsellik eğitimine dair iki temel soruyu cevaplamıştım:
Her soruyu cevaplamalı mıyım? yazımda, sorulara genel yaklaşımı, ‘uygun olmayan’ olarak tabir edeceğimiz sorulara nasıl yargılamadan ve korkutmadan yaklaşabileceğimizi, mesleğimin en zorlayıcı ve tatmin edici anlarından birinin hikayesini anlatarak, ve sizlere öneriler sunarak cevapladım.
Cinsellik eğitiminin brokoliyle alakası ne? yazımda, hiç bir ebeveynin bana sormadığı bu soruyu🙃, cinselliğe dair iletişimin sadece ‘hangi yaşa hangi bilgileri vermeliyiz’ sorususunun ötesinde, kendi algı, tutum, beceri, inanışlarımızla, ve iletişim kurduğumuzun çocuğun ihtiyaçları ve ilgi alanlarıyla alakası olduğunu, hiç sevmediğim brokoliyi işime alet ederek cevapladım.
Bu aya kadar cinsellik eğitiminin kapsadığı konulara odaklandık. Bu ay da, cinsellik eğitimini etkileyen konulardan birine odaklanmış olduk. 3. sayımız sıkça sorulan soruları cevapladığım sayımız oluyor genelde. O yüzden de bu yazıda cinsellik eğitimi ve sohbetlerini etkileyen konuların başında gelen bir kavramı ve cinsellik eğitiminin en en en temelindeki sorulardan biri olan, ‘korkutursam daha iyi anlar mı?’ sorusunu ele alıyorum. Ayın 4. yazısında da, sıkça kullanılan korkutma ve tiksindirme odaklı örneklerini ve alternatiflerini paylaşacağım.
Bu yazı sadece Nasıl Konuşurum?+Plus üyelerine açıktır. İşlerimi desteklemek ve tüm yazılara erişim için aşağıdaki butona tıklayarak ücretli üyeliğe geçebilirsiniz.