"Bilmiyorum" demek salaklık mıdır?
Ya ebeveynlerin en büyük güçlerinden biri bilmiyorum diyebilme becerisiyse?
Okuma süresi: 5 dakika. Bölümü dinlemek için yukarıdaki başlat tuşuna basın.
Öğretim görevlisi olarak ilk cinsel sağlık eğitimi dersime girmeden önce, alanda çalışan hocalardan biri bana “şimdi sen sınıfa girip ‘bana Rayka deyin’, dersin artist gibi… Burası Kanada değil, ilk isminle hitap etmesinler, hocam desinler. Cevabını bilmediğin soruya ‘bilmiyorum’ da dersin sen. Bilmediğini kabul etmek başka yerde erdemliktir, bizde salaklıktır’ demişti.
İlk dersimin olduğu hafta 25 yaşıma basmışım. Ödüm kopuyor öğrencilerim onlardan sadece birkaç yaş büyük olduğumu kestirecek diye. Kalem etekler mi dersin, gömlekler mi, yaşımı büyük gösteren gözlükler mi… Bir de bunun üstüne hiç kendime yakıştırmadığım bir ‘hoca’ unvanı, üstüne üstlük, her boku bilir taklidi yapmak… Kendimden ödün vermeden olmayacak bu iş galiba!
Otorite olmak
Hoca dediğin otorite sahibiydi. Otorite sahipleri de kendi alanlarında her şeyi bilmekle yükümlüydü. Bu, ebeveynlerle yaptığım çalışmalarda kendini gösteriyordu. Ebeveynler, ebeveynliğe dair her şeyi bilmek zorunda hissettiriliyordu. Bilmemek nasıl beni ‘kötü’ bir hoca yapıyorsa, onları da kötü bir ebeveyn yapıyordu sanki. Halbuki en güzel diyaloglar, büyümek, gelişmek, keşfedilecek çok şey olduğunun farkında olmakla başlıyordu.
Gerek üniversitede, gerekse cinsel sağlık eğitimi için gittiğim okullarda öğrencilerim bazen öyle şeyler soruyor, söylüyordu ki… “Vay! Bunu hiç düşünmemiştim! Nereden aklına geldi? Biraz daha açabilir misin aklındakini?” demekten kendimi alamıyordum.
Bilmiyorum demek, iletişimi bazen monologdan diyaloğa çekmeye yetiyor. Cinsellik hakkında iletişim kurmanın en temel yapı taşlarından biri de bu: Diyalog kurmak.
Bilmiyorum
Şimdi, ayağa kalkıp bir ayna bulmanızı, o aynaya bakıp (ya da kendi kendinize) bol bol ‘bilmiyorum, ne güzel soru sordun, biraz araştırayım’, demenizi istiyorum. Eğer bu tam olarak tarzınıza uygun değilse de, şu alternatiflerden birini seçebilir, ya da kendi orijinal ‘bilmiyorum’unuzu oluşturabilirsiniz:
Daha önce hiç düşünmemiştim. Biraz düşünüp sana döneyim olur mu?
Hmmm. Ne kadar ilginç bir soru. Cevabını ben bilmiyorum, sence ne?
Bilmem, sence?
Cevabı bence baban/deden/teyzen biliyordur, ben ona bir sorayım.
🕳 Kestirmeden gitmek isteyenlere uyarı: ‘Bilmiyorum araştırayım’ demekle, ‘bilmem git babana sor’ aynı kategoride değildir, lütfen çocuklarınızı öteki ebeveyne, ya da bir bakım verene postalamayınız! 📦
Gelelim fasulyenin faydalarına
Çocuklardan damdan düşercesine, önü alınamaz hızda büyüyen bir kartopu misali, bazen de beynimizde krater açan bir füze formatında gelen soruların karşısında ne zaman ‘bilmiyorum’ diyebilirsiniz? Neden bilmiyorum demeliyiz? Bilmiyorum deyince ebeveynlik oyununda can kaybeder misiniz?
Bilmiyorum demek:
⏰ Cevabını bilmediğiniz soruların cevabını araştırmak için size zaman tanır.
“Bedeninle ilgili bu şahane soruyu bana sorduğun için teşekkür ederim. Sana en uygun şekilde nasıl anlatacağımı düşünmem için biraz zamana ihtiyacım var. Yarın sen okuldan dönünce bu konuda sohbet edelim mi?”
🤬 Sizi utandıran, öfkelendiren, şaşırtan sorular karşısında kendi duygularınızı algılayıp, çocuğunuza vermek istediğiniz cevabı, istediğiniz şekilde vermenize olanak sağlar.
“Yanaklarımın kızardığının farkındayım. Sana kızmadım. Yanlış hiçbir şey sormadın. Bu konulardan ben küçükken hiç bahsetmezdik, o yüzden biraz utandım. Bu konu utanılacak bir konu değil halbuki. Bana güvenip soru sorduğun için teşekkür ederim. Biraz düşünüp sana cevap vereyim olur mu?”
😱 Çocuğunuzun size sorduğu sorunun nereden geldiğini paniğine girmeden, süper cool bir şekilde öğrenmenize destek olabilir.
“Hmmm. Bilmem ki. Sence ikizler nasıl oluşur?” / “Ne kadar bilimsel bir soru bu. Okulda yaşıtların böyle konulardan bahsediyor mu?”
Bonus: Bazen çocuklar sordukları soruları bizim sandığımız sebepten sormayabilir. Paniğe kapılmadan işin aslına inmek, vereceğiniz cevabı etkileyebilir. Bu konudan ilerleyen emaillerde bahsedeceğim.
💜 Çocuğunuza, kırılgan olabileceğinizi göstermeniz için alan açar. Yetişkinlerin her zaman her şeyi bilmek zorunda olmadığını gösterir.
“Bu soru hiç aklıma gelmezdi! Sen ne düşünüyorsun bu konuda?”
🔬 Cevaplar bilinmese de, araştırarak doğru cevaplara ulaşılabileceğini modeller.
“Sorunun cevabını bilmiyorum ama bu konu hakkında çok güzel bir kitap görmüştüm. Biraz araştırıp sana cevabı bulayım. / Bu konuda çok güzel bir kitap görmüştüm. Beraber okuyup cevabı bulmak ister misin?”
📌 Sorulan soruyu, cevabınızı, ya da diyaloğun tamamını ileriki bir zamanda referans olarak kullanıp, konuyu tekrar açmanızı sağlar.
“Bana geçenlerde doğum hakkında bir soru sormuştun, hatırlıyor musun? Hani ben de senin için cevabı araştırmıştım. O konu hakkında çok güzel bir kitap buldum, bence çok eğlenceli. Sen de okumak istersen kitap burada.”
🎙 Cevabı o anda bilin ya da bilmeyin, çocuğunuzun aklındaki sorularla her zaman size başvurabileceğini modeller.
“Bu konuları merak etmek çok doğal. Ne kadar doğal olsa da, bazen insanlar bu konular hakkında konuşmaktan utanabilir ya da konuşmak istemeyebilir. Bu yüzden de ileride tekrar soruların olursa gelip bana sormanı rica ediyorum. Kafanın karışmasını ya da sana birinin yanlış bir bilgi vermesini istemem. O yüzden ilk önce bana geldiğin için teşekkür ederim.”
🫱🏼🫲🏽 Çocuğunuzun bakımından sorumlu diğer yetişkin/yetişkinlerle beraber tutarlı cevap verdiğinizden emin olmak için yuvarlak masa toplantısı düzenlemeniz için vakit sunar.
Çocuklara aile içinde tutarlı bilgi vermek çocukların kafasını karıştırmamak için önemlidir. Çocuğun birden çok ebeveyni ya da bakım vereni varsa, söz konusu yetişkinlerin belli bir çizgide olmaları iletişimi kolaylaştıracaktır.
🖍 Soru paslama alanı: Çocuklardan gelen ve nasıl cevaplayacağınızdan emin olmadığınız soruları buraya bırakıp rahatlayabilirsiniz. Bu sayede hem elimizde çeşitli yaş gruplarından gelen sorulardan şahane bir soru bankası oluşacak, hem de belli aralıklarla toplu şekilde cevapları sizinle paylaşma imkanım olacak.
⛔️ Bu e-maili sosyal medyada paylaşabilir miyim? Ekran görüntüsü alarak bültenin logosunu ya da bir-iki cümlesinden fazlası olmayacak şekilde sosyal medyada paylaşabilirsiniz. Fakat e-bültene üye olanlara ve emeğime saygı adına e-maillerin kısımlarını ya da tamamını sosyal medyada ya da farklı bir mecrada paylaşmamanızı rica ederim. Çevrenizde bu e-bültenden faydalanacağını düşündüğünüz kişiler varsa aşağıdaki butona tıklayabilirsiniz.